Sağ ve solun farkları ve benzerlikleri:

Sağ ve solun farkları ve benzerlikleri: Sağcılar teknik olarak korkaktır. Bunu kötülemek ve hakaret için söylemiyorum. Uyaranlara ve olaylara daha çok korkarak tepki verirler. Bu yüzden bütün dünyada siyasetçiler sağ oyları toplamak için onların korkularına oynarlar. Mesela CHP Ankara’yı alırsa terörist dolduracak gibi. Bir şey olacağından değil işte ama o şekilde vatan bölünecek, elden gidecek falan diye korkutulurlar. Politik tercihlerini korkularına göre yapıyorlar. Zaten parti propagandalarına da bakarsanız sağcıların gerçekleşmemiş tehlikelere yaptığı vurguyu da göreceksiniz. Sağcılar genelde korudukları değerler tarafından suistimal edilir ve bunun farkına varacak düzeye erişememişlerdir.  Sağcılar dindardır genellemesi doğru değildir. Sağcılığın kökünde sermaye sınıfının egemenliği vardır. Vatan millet sakarya ise sadece bir ninnidir. Türkiye'de milliyetçi ve dindar eğilimi olan insanlar, batıdaki sağcı diye tarif edilen kategoriye giremez bile. Bir sağcı hareketin ilerici olması ya da bir solcu grubun gerici olması da pek ala mümkündür.  Solcular ise romantiktir, hayalperesttir ve gereksiz seviyede karmaşık terminolojilere sahiptir. Tabi ki solcular, sağcılara göre biraz daha okumuş olurlar. Ama okudukları hep ezberden ibarettir.   Fikirlerinin her zerresi cehalet fışkıran, Sovyet propaganda filmleri kıvamında çocukça ve sabit argümanlardan ibarettir. Asla kendi bireysel fikirleri olamaz. Bu yüzden sürekli fraksiyona ayrılırlar ve asla birlik olamazlar. Solcular, daha entelektüel, daha normalin dışında, daha marjinal görünürler sağcılara göre. ama sadece görünürler. sırf görüntüdür.   Sağcılar her koşulda liderini destekler, yalnız bırakmaz, ölümüne savunur; solcular ise en ufak bir yanlışta lideri tahtından indirir. En ufak bir olumsuzlukta hemen bölünürler. Zararsız olanları ise sadece yüzeysel tartışmalarla vakit harcarlar. Bu yüzden hep muhalif kalırlar asla iktidar olamazlar. İkisinin de aşırısı zararlıdır. Meydan sadece solculara kalsa kaos çıkar ve sadece sağcılara kalsa katliamlar çıkar. Naziler, faşistler gibi soykırımcılar nadiren de olsa sağcılardan çıkar ama dünyanın her yerinde de teröristler büyük oranda solcuların içinden çıkar. Özellikle Türk sosyalizmi terörist üretim fabrikası gibidir.  Çünkü gruplaşan herkesin bir at gözlüğü vardır. İki taraf da bireyselliğin bastırıldığı bir yapılanmaya sahip olduğu için dayanışma sürüsü psikolojisiyle hareket eder. Zira sağcı da solcu da katı hiyerarşik bir yapılanma çerçevesinde bireysel gelişimini tamamlayamaz. Tüm bunlar ideolojik bağnazlığın iki tarafın da da baskın bir özelliğidir. Karşılarına bir dünya argüman da koysan asla ikna olmazlar. Her ikisi de obsesif ve katıdır. Düşünce yapıları labirent gibidir. Orada hapsolmuşlardır. Temel insani değerlere ve doğruya ulaşmak amaç ise bu yolda fanatizmin her türlüsü mallıktır.  Malesef bu tip tanımlamalar kişiye bir aidiyet duygusuyla sahte bir güven vermektedir. Lakin olayları okurken içinde bulundukları dar pencereler, bir çok olguyu hatalı yorumlamalarına ön ayak olacaktır. Gençleri, dijital dönüşümü, sosyal medyayla oluşan post-truth çağını ve yarattığı insan psikolojisini, göç sosyolojisini kuşak çatışmalarını anlayabilecek ve uygun politikaların yaratılmasına fikren destek verecek -ne sağda ne solda- herhangi bir birikim yok. İkisi de aynı boktan madalyonun iki yüzüdür. Her ikisi ayaktakimıdır. İdeolojileri kümeleyerek ve kümelediği ideolojilere ortak ilkeler uydurarak bir çatı altında toplanmak, kendisi gibi toplanmış karşı cepheyi ise yaftalamak riyakarlıktan başka birşey değildir.  Bu cepheleşme ve yaftalama öyle fanatik bir hal alır ki; sağcı yada solcu olduğunuzda kendinizi alkol alıp sapıtan bir sinema oyuncusu bir gün içtiğinde olay çıkartır ve mekanda kendini uyaran bir hakimi silahla vurursa bu eylemine "devrimciydi, faşist hakimi öldürdü" gibi ideolojik bir bahane bile bulabilirsiniz. yine, hayatı boyunca kumar oynamış, örtülü ödeneklerden nemalanmış, tarihi belgeleri manupüle etmiş bir şairi "islam mücahidi" diye savunabilirsiniz. Yani maşa olarak kullanılmaları en büyük ortak noktalarıdır.