BLACKLINE
█FORUMA HOŞGELDİNİZ ██ÜYE OLUN veya GİRİŞ YAPIN███
████████████████████████████████████████████
███▒░░░░░░░░░░░░░▒██████████████████████▓▓██
█████▒░▒█████████▒░▒█████████████████▓░░▒███
███████▒░▒█████████▒░▒████████████▓░░░░▒████
█████████▒░▒█████████▒░▒███████▓░░▒▓▓░▒█████
███████████▒░▒█████████▒░░██▓░░▒▓██▓░▒██████
█████████████▒░▒░░▓██████░░░▒▓████▓░▒███████
████████████▒░░▒█▓░░▓█▓░░▒███████▓░▒████████
█████████▒░░▒██████░░░▒█████████▓░▒█████████
██████▒░░▒██████▓░░▒███████████▓░▒██████████
███▓░░░░░░░░░░░░▒█████████████▓░▒███████████
███████████▒░▒█████████████▓░░░░░░░░░░░░▒███
██████████▒░▓███████████▓░░▒██████▓░░▒▓█████
█████████▒░▓█████████▓░░░▓█████▓░░▒▓████████
████████▒░▓███████▓░░░░▒░░▓█▓░░▒████████████
███████▒░▓█████▓░░░░▒▓███▓▒░▒░░█████████████
██████▒░▓███▓░░▒██▒░▒█████████▒░▒███████████
█████▓░▓█▒░░▒███████▒░▒█████████▒░▒█████████
████▓░░░░▒████████████▒░▒█████████▒░░▓██████
███▓░░▒█████████████████▒░▒█████████▒░▒█████
██▓▒██████████████████████▒░░░░░░░░░░░░░░▓██
████████████████████████████████████████████
BLACKLINE
█FORUMA HOŞGELDİNİZ ██ÜYE OLUN veya GİRİŞ YAPIN███
████████████████████████████████████████████
███▒░░░░░░░░░░░░░▒██████████████████████▓▓██
█████▒░▒█████████▒░▒█████████████████▓░░▒███
███████▒░▒█████████▒░▒████████████▓░░░░▒████
█████████▒░▒█████████▒░▒███████▓░░▒▓▓░▒█████
███████████▒░▒█████████▒░░██▓░░▒▓██▓░▒██████
█████████████▒░▒░░▓██████░░░▒▓████▓░▒███████
████████████▒░░▒█▓░░▓█▓░░▒███████▓░▒████████
█████████▒░░▒██████░░░▒█████████▓░▒█████████
██████▒░░▒██████▓░░▒███████████▓░▒██████████
███▓░░░░░░░░░░░░▒█████████████▓░▒███████████
███████████▒░▒█████████████▓░░░░░░░░░░░░▒███
██████████▒░▓███████████▓░░▒██████▓░░▒▓█████
█████████▒░▓█████████▓░░░▓█████▓░░▒▓████████
████████▒░▓███████▓░░░░▒░░▓█▓░░▒████████████
███████▒░▓█████▓░░░░▒▓███▓▒░▒░░█████████████
██████▒░▓███▓░░▒██▒░▒█████████▒░▒███████████
█████▓░▓█▒░░▒███████▒░▒█████████▒░▒█████████
████▓░░░░▒████████████▒░▒█████████▒░░▓██████
███▓░░▒█████████████████▒░▒█████████▒░▒█████
██▓▒██████████████████████▒░░░░░░░░░░░░░░▓██
████████████████████████████████████████████
BLACKLINE
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

BLACKLINE

Blackline Forum
 
AnasayfaAnasayfa  PortalPortal  PublicationsPublications  Latest imagesLatest images  SSSSSS  AramaArama  Üye ListesiÜye Listesi  Kullanıcı GruplarıKullanıcı Grupları  Kayıt OlKayıt Ol  Youtube Kanal  Giriş yapGiriş yap  

 

 Post-truth_çuluk

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
blackline
Admin
Admin
blackline


Mesaj Sayısı : 159
Puan : 438
Reputation : 0
Kayıt tarihi : 14/06/24
Nerden : Isparta

Post-truth_çuluk Empty
MesajKonu: Post-truth_çuluk   Post-truth_çuluk EmptyC.tesi Tem. 13, 2024 12:39 pm

Yeni akım: post-truth çuluk
Oxford sözlüğü tarafından 2016'da yılın kelimesi seçilmiştir.
Nesnel hakikatlerin belirli bir konu üzerinde kamuoyunu belirlemede duygulardan ve kişisel kanaatlerden daha az etkili olması durumudur.
Türkçe ismi: Hakikat sonrası, doğruların ortak nesnel deliller yerine bir takım duygu ve inançlarla belirlenmesini anlatan felsefi ya da politik kavramdır.
Hakikati anlamaya yarayan nesnel standartların yok sayılması. Hakikat sonrası yaklaşımı bilimsel yaklaşım ile zıtlık gösterir.
Yani post-truthçulara göre gerçekler önemli değil, insanlar olaylara duygusal yaklaşıyor. Mesela, herkes hatırlar darbe gecesi Ankara'da alçak uçuş yapan F-16'ya taş atılması olayı. Tankları atlet ile durdurma olayı.
F-16'ya taş atma olayının teknik açıdan imkansız olduğunu en gerizekalı cahil insan bile biliyor ama hikaye öyle güzel bir hikaye ki, gerçekleri kimse umursamıyor, işine geldiği gibi yorumluyor olayı. Adamların milliyetçi damarı ağır basıyor. İşte diyor: "Türk taş attı mı böyle atar! Allahu teala milletimize zeval vermesin!"
Hatta bu yüzden post-truh'u 'sokayım gerçeğe' olarak ta çevirebiliriz. Şiddetle tekrarlanan yalanların ikna edicilikte artık hakikatten üstün olmasıyla hakikatin önemsizleşmesi durumudur.
19. yy. sonu 20. yy. başı pozitivizmin ve bilimsel yöntemlerin el üstünde tutulması zamanla şüphe tohumlarının açmasına neden oldu. Newton'un mutlak kabul edilen fizik yasalarının görelilikle sarsılması, üstüne insanların yararına diye tanıtılan temel bilimlerin sonunun yıkıma ve ölüm makinalarının (atom bombası) inşasına çıkması ile şüphe yerini tepkiye bıraktı. İkinci Dünya Savaşı'nın getirdiği yıkımın boyutları savaşın tarafları tarafından ancak 1960'larda anlaşılmaya başlandı. Savaşın insanlığa faturası anlaşıldığında, pozitivizm, bilimsel yöntem, insanlık, teori vs. gibi modernist kavramlara karşı bir tepki gelişmeye başladı.
Nükleer çalışmaların insanlığın kurtuluşu olarak tanıtırken yüzbinlerin yok edilmesi için kullanılması, Yahudilerin soykırıma uğraması, Japonya'da yaşanan nesiller boyu sürecek katliam, genetiğin insan yararına sağlıklı nesiller yaratmaktan ziyade ırkçı çalışmalarda kullanıldığının anlaşılması gibi uzayıp giden birçok nedenden ötürü insanların bilime olan güveni sarsıldı. Kendilerine söylenenle yapılanlar arasında, yani vaatlerle gerçekler arasında çok büyük fark olduğunu düşünmeye başladılar. Haliyle insanlar kandırıldıklarını düşünmeye başladı ve bunun ne zamandan beri devam ettiği ve ne zamana kadar devam edeceği konusundaki belirsizlikle artık otoritelerden gelen bilimsel bilgiyi ciddiye almamaya başladılar. Burada otorite kavramı, siyaset, din, güvenlik, hatta akademi gibi çok geniş bir yelpazeyi barındırıyor.
Bu sürecin sonunda, insanlar kendi "inandıkları" fikirlerin "gerçek" olduğunu iddia etmeye başladılar ki bunların en başında komplo teorisi dediğimiz deli saçmaları gelir.
Özetle post-truth, insanların doğrulanabilir/yanlışlanabilir bilimsel veriler ve hatta olgular yerine, kendi inandıkları doğruların daha sahici ve gerçek olduğunu düşünmesidir. Ne kadar tutarlı ve ayrıntılı bilimsel kanıt sunarsanız sunun, bilime güvenini yitirmiş bir insan verinin her harfine bir kulp takar ve reddeder.
Bunun sonucunda, insanların "inandığı" gerçekler, gerçeğin kendisi haline geliverir. Siz istediğiniz kadar bilgi, belge, bilimsel kanıt gösterin, karşıdaki kişi bunların topyekün uydurma olduğuna baştan inanmıştır. İşte bu nedenle post-truth, yani hakikatin ötesi/sonrası gibi bir ifadeyle bu durum tarif edilir.
Dünyayı beş aile yönetiyor, dünya düzdür, uzay çalışmaları yalan, aşı kısırlaştırma projesidir ve hatta bugünlerde Covid-19 nüfus planlaması ve toplumları kontrol yöntemidir gibi iddialar post-truth döneminin en yaygın örneklerindendir.
Mesela, aşıların faydaları say say bitmezken, çocuk felci gibi başlıca ölüm nedenleri neredeyse yok edilmişken, ortalama ömür 80+ yaşlara çıkmışken, bazı insanların bu ayan beyan ortada olan gerçekleri kabul etmek yerine, kendi "inandıkları doğruları" gerçek olarak kabul etmeleri ve bu durumun bireyleri aşıp topluluklara ve hatta toplumlara yayılması da post-truth toplumları olarak adlandırılmaya başlandı.
Post-truth çağında artık bilimsel bilgi eski "kutsiyetini" kaybetti, sıradanlaştı, şüphe çekici hale geldi çünkü çağımız aynı zamanda belirsizlikler çağı. Değişim o kadar hızlı ki insanlık yetişemiyor. Modern hayat tarzına şüpheyle bakıyor, kendini ne olduğunu tam olarak bilemediği bir oyunun kurbanı olarak hissediyor.
Bu açılardan bakınca insanın hak vermesi zor değil. ancak bu aşırı şüphecilik aynı zamanda cehaletten ve siyasi ve ekonomik manipülasyondan besleniyor. Yani bu durumu kendi lehine, rakiplerinin aleyhine kullanmak isteyenler günümüzde en büyük komplo teorisyenleri ve post-truth üreticileridir.
Türkiye ise post-truth'dan payını düşeni fazlasıyla aldı. Özellikle devleti yöneten siyasetçiler bu durumu sömürürcesine kullanıyor.
İnsanlar genele uyup realistlikten uzaklaşıp duygusuyla hareket edip doğrudan ve olgulardan uzaklaşıyor. Aklın ve doğrunun yerini popülist söylemler, davranışlar alıyor. Doğrunun tek oluşu ve sarsılmazlığı ciddi yaralar alıyor. Zamanla gerçeklik kayboluyor ve yerini safsata gerçekliği alıyor. Yani “hakikatin hakikatsizliği” gibi bir durum ortaya çıkıyor.
Bugün düz dünyacılar, aşı karşıtları post-truth'çudur. Çünkü nesnel hakikatlere karşı kendi kanaatlerini ikame etmeye çabalıyorlar. Kendi öznel gerçekliklerini, sırt sırta vererek meşrulaştırmaya çalışıyorlar.
50 milyon kişi bir araya gelip "makarna ağaçta yetişen bir canlıdır" dese, bu nesnel bir gerçekliğe karşılık gelmez. Bir insan çelik bir duvara tüm gücüyle yumruk attığında o çeliği parçalayacağına inanabilir. Milyonlarca insan da onun bu inancını paylaşabilir. Bu bir gerçeklik deneyimidir. Ama o yumruğu oraya attığında yüzleşmek zorunda kalacağı gerçeklik nesnel gerçekliktir. İşte tam bu durumda da çelik duvar kırılmadığı için de bir şekilde sizi suçlayacaklardır.
Galileo'nun söylediği söz gibi: "Siz inanmasanız da, dünya dönüyor". Düz dünyacılık ise bir post-truth olarak nesnel gerçeklikten sapmadır.
Yani post-truth, Descartes'ın 'düşünüyorum o halde varım' düşüncesinin yerini 'inanıyorum o yüzden haklıyım' düşüncesinin almasıdır.
Doğrunun açığa çıkarılması ve öğrenilmesi mümkün fakat kimsede ona yanaşacak istek, cesaret, azim ve motivasyon yok. Herkes çelik duvarı bir yumrukta yıkacağına inanıyor ama kimsede o yumruğu atacak yürek yok.
Harari: "İnsan, sapiens denen şey post-truth bir varlıktır" diyor. Yani insanı, hayatını gerçeklikle alakası olmayan veya nadiren gerçeklikle ilişki kuran, yalanlar söylemeye ve bu yalanlara inanmaya meyilli bir canlı olarak tanımlıyor.


Post-Truth Dönemi: Hakikat Sonrası Çağın Özellikleri ve Etkileri
Post-Truth Kavramı ve Tanımı
2016 yılında Oxford Sözlüğü tarafından yılın kelimesi seçilen "post-truth," nesnel hakikatlerin kamuoyunu belirlemede duygular ve kişisel kanaatler kadar etkili olmadığı durumları tanımlar. Türkçe’de "hakikat sonrası" olarak da bilinen bu terim, doğruların ortak nesnel deliller yerine bir takım duygu ve inançlarla belirlenmesini anlatan felsefi ya da politik bir kavramdır. Post-truth yaklaşımı, hakikati anlamaya yarayan nesnel standartların yok sayılmasını ve bilimsel yaklaşımla zıtlık göstermesini ifade eder.

Post-Truth'un Özellikleri ve Örnekleri
Post-truth döneminde gerçekler, insanların olaylara duygusal yaklaşımı nedeniyle önemini yitirir. Örneğin, darbe gecesi Ankara’da F-16'ya taş atma olayı gibi teknik açıdan imkansız durumlar, gerçek dışı olmalarına rağmen milliyetçi duygularla desteklenir ve halk arasında kabul görür. Bu gibi olaylarda, duygular gerçeklerin önüne geçer ve insanlar olayı işine geldiği gibi yorumlar.

Tarihsel Bağlam ve Post-Truth'un Yükselişi
19. yüzyılın sonu ve 20. yüzyılın başında, pozitivizm ve bilimsel yöntemler el üstünde tutuluyordu. Ancak Newton’un mutlak kabul edilen fizik yasalarının görelilikle sarsılması, bilimsel çalışmaların savaş teknolojilerine dönüşmesi ve İkinci Dünya Savaşı’nın yıkımı, insanlarda bilime karşı şüphe tohumlarının filizlenmesine neden oldu. Bu durum, modernist kavramlara karşı bir tepki gelişmesine yol açtı. İnsanlar, kendilerine söylenenlerle yapılanlar arasındaki büyük farkı gördükçe, otoritelerden gelen bilimsel bilgiyi ciddiye almamaya başladılar. Bu otorite kavramı, siyaset, din, güvenlik ve akademi gibi geniş bir yelpazeyi kapsar.

Komplo Teorileri ve Post-Truth
Post-truth döneminde insanlar, doğrulanabilir bilimsel veriler ve olgular yerine kendi inandıkları doğruların daha sahici ve gerçek olduğunu düşünmeye başlarlar. Bu durumun en belirgin örnekleri arasında komplo teorileri yer alır. Dünyayı beş aile yönetiyor, dünya düzdür, uzay çalışmaları yalan, aşı kısırlaştırma projesidir gibi iddialar, post-truth döneminin yaygın örneklerindendir.

Türkiye’de Post-Truth
Türkiye de post-truth döneminden payını fazlasıyla aldı. Özellikle devleti yöneten siyasetçiler bu durumu sömürürcesine kullanıyor. İnsanlar, genel eğilimlere uyup realistlikten uzaklaşarak duygularıyla hareket edip doğrudan ve olgulardan uzaklaşıyor. Aklın ve doğrunun yerini popülist söylemler ve davranışlar alıyor. Gerçeklik kayboluyor ve yerini safsata gerçekliği alıyor.

Post-Truth’un Etkileri ve Sonuçları
Post-truth çağında artık bilimsel bilgi eski kutsiyetini kaybetmiş ve şüphe çekici hale gelmiştir. İnsanlar, kendilerine söylenenle yapılanlar arasındaki farkı gördükçe, otoritelerden gelen bilimsel bilgiyi ciddiye almamaya başlamışlardır. Bu durum, komplo teorilerinin yayılmasına ve hakikatin önemsizleşmesine yol açmıştır. Bu aşırı şüphecilik cehaletten ve siyasi, ekonomik manipülasyondan beslenir. En büyük komplo teorisyenleri ve post-truth üreticileri, durumu kendi lehine kullanmak isteyenlerdir.

Sonuç
Post-truth, insanların doğrulanabilir ve yanlışlanabilir bilimsel veriler yerine kendi inandıkları doğruları gerçek olarak kabul etmeleridir. Bu durum, bireyleri aşıp topluluklara ve toplumlara yayılmıştır. Post-truth çağında, bilimsel bilgi eski kutsiyetini kaybetmiş ve sıradan hale gelmiştir. İnsanlar, bilimsel verileri ciddiye almadıkları gibi, kendi inançlarını gerçek olarak kabul ederler. Bu nedenle, post-truth, Descartes’ın "Düşünüyorum, o halde varım" düşüncesinin yerini "İnanıyorum, o yüzden haklıyım" düşüncesinin almasıdır.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://www.youtube.com/c/BLACKLINE1
 
Post-truth_çuluk
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Ölümcül Hayat - Post-apoc. Tofaş Tasarımı

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
BLACKLINE :: Teknik Konular :: Felsefe ve Politik Analizler-
Buraya geçin: